- dikenli
- αγκαθωτός, ακανθώδης
Türkçe-Yunanca Sözlük. 2010.
Türkçe-Yunanca Sözlük. 2010.
dikenli — sf. 1) Dikenli olan Dikenli çiçek. 2) Dikeni olan bitkilerin bulunduğu (yer) Dikenli tarla. 3) mec. Zor, çetin, sıkıntı veya üzüntü veren Corielanus, Shakespeare in gerek oynanması gerek yorumu en güç, en dikenli yapıtlarından biridir. H. Taner… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikenli balık — is., ğı, hay. b. Dikenli balıkgillerden, tatlı sularda yaşayan, göğüs veya karın yüzgeçleri dikenlerden oluşmuş küçük bir balık (G. aculeatus) … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikenli tel — is. Üzerinde yer yer diken gibi sivri çıkıntıları olan ve bir yeri korumak, geçişi güçleştirmek için kullanılan tel Sıra sıra demir beton direkler arasında dikenli teller gerilmişti. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikenli yol — is. Zorluk, sıkıntı ve üzüntü ile dolu olan süreç Şarkıcı olmak için yana tutuşa geçtiğim tutkunun dikenli yollarından söz edemeyeceğim. M. Mungan … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikenli balıkgiller — is., ç., hay. b. Balıklar sınıfının kemikli balıklar takımına giren bir familya … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikenli meyan — is., bit. b. 1 2 m yükseklikte, beyazımsı mor çiçekli, tüysü yapraklı çok yıllık bir bitki, acı meyan (Glycyrrhiza echinata) … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikenli salyangoz — is., hay. b. Karından bacaklılar sınıfından, ılık ve tropik denizlerde yaşayan, kabuğu üzerinde birçok dikeni olan bir yumuşakça, iskerlet (Murex) … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikenli yüzgeçliler — is., ç., hay. b. Kemikli balıklar takımının bir alt familyası … Çağatay Osmanlı Sözlük
ŞAİK — Dikenli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yavşan — dikenli batar şeyler, bir nevi ot dur odun nevinden, haşak, silenk gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
tüşkün — dikenli kitre ağaçcığı I, 443bkz: tüşürkün … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini